Kameraman Nedir, Ne İş Yapar? Objektifin Ardındaki Görünmeyen Kahramanlar Görsel dünyanın büyüsüne kapılmamak elde değil. Bir film izlerken, bir haber bültenine bakarken ya da bir belgeselin ortasında kaybolurken farkında olmadan birinin gözünden bakıyoruz. O göz, bir kameramanın gözüdür. Peki bu görünmeyen kahramanlar ne yapar, nasıl bir dünyanın içinde yaşar? Gelin, hem küresel hem de yerel ölçekte bu mesleğin perde arkasına birlikte bakalım. Kameramanın Temel Rolü: Görünenin Ötesini Yakalamak Kameraman, yalnızca görüntü çeken kişi değildir; o, ışığın, açının, duygunun ve hikâyenin ustasıdır. Bir kameramanın görevi, yönetmenin vizyonunu görüntüye dönüştürmektir. Kimi zaman savaş alanında, kimi zaman bir düğünde, kimi zaman da bir…
Yorum BırakÜçlü Fikir Durağı Yazılar
Kelimenin Işığında Bir Dönem: Mehmet Görmez ve Diyanet’in Edebi Hikâyesi Kelimeler, insanın evrenle kurduğu en eski köprülerdir. Her cümle bir geçittir; her hikâye, insanın kendine tuttuğu bir aynadır. Edebiyat, yalnızca duyguların değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın da taşıyıcısıdır. Bu nedenle bir dönemi, bir kişiyi ya da bir kurumu anlamak istiyorsak, önce o dönemin kelimelerine kulak vermemiz gerekir. İşte Mehmet Görmez’in Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı yıllar (2010-2017), hem kelimelerin hem de inancın gücünü yeniden tanımlayan bir dönemin hikâyesidir. Edebi Bir Bakışla Bir Dönemin Çözülüşü Bir roman düşünün… Başkahraman, kalabalık bir toplumun vicdanını temsil ediyor. Onun her konuşması, her kararı, toplumun derinliklerine…
Yorum BırakKıdış Anlamı Nedir? Sosyolojik Bir İnceleme Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Araştırmacının Samimi Girişi Toplumsal yapılar, bireylerin dünyayı nasıl algıladığını, nasıl davrandığını ve hatta nasıl iletişim kurduğunu şekillendirir. Her kelime, her davranış, toplumsal bir yapının bir yansımasıdır. “Kıdış” gibi bir terim, sadece dilsel bir ifade olmaktan öte, içinde yaşadığımız toplumu ve bu toplumun bireylerden nasıl bir davranış beklediğini anlamamıza yardımcı olabilir. Sosyolojik bir bakış açısıyla, “kıdış” kelimesi, toplumsal normların, cinsiyet rollerinin ve kültürel pratiklerin şekillendirdiği bir olgudur. Bu yazıda, “kıdış” kelimesini sadece bir dilsel öğe olarak değil, toplumsal yapıların bir yansıması olarak ele alacağız. Toplumların, bireylerin kimliklerini ve…
Yorum BırakDolandırıcılar Neden IBAN İstiyor? Geleceğin Dijital Tehditlerini Anlamak İçin Bir Yolculuk Merhaba sevgili okurlar! Teknoloji geliştikçe, hayatımızı kolaylaştıran dijital araçlar aynı zamanda yeni tehditleri de beraberinde getiriyor. Bankacılıktan e-ticarete, kripto para dünyasından sosyal medya üzerinden yapılan işlemlere kadar artık her şey bir “IBAN” ya da “hesap numarası” etrafında şekilleniyor. Peki son zamanlarda giderek artan “Dolandırıcılar neden IBAN istiyor?” sorusunun ardında ne var? Bugün bu soruya yalnızca bugünün riskleri açısından değil, geleceğin olası tehditleri açısından da yanıt arayacağız. Hadi gelin, birlikte düşünelim ve geleceği anlamlandırmaya çalışalım. IBAN Nedir ve Neden Bu Kadar Önemli? IBAN (International Bank Account Number), uluslararası para transferlerinde…
Yorum Bırak4. Evre Kanser Hastası Ne Kadar Yaşar? Klişelerin Ötesinde Gerçekçi ve Umutlu Bir Bakış Bu yazı tıbbi tavsiye değildir; teşhisin, tedavinin ve yaşam süresi öngörüsünün kişiye özel olduğunu unutmayın. Kendi durumunuz için sizi takip eden hekimle konuşun. “4. evre” sözcükleri kulağımıza çarptığında, içimizde bir şeyler yerinden oynar. Hepimiz için zor bir cümle bu. Ama gelin, bu kelimelerin ağırlığını birlikte taşıyalım: korkuları masaya yatıralım, ezberleri sorgulayalım, bilimi yanımıza alalım. Çünkü burada aradığımız tek bir rakam değil; daha iyi, daha anlamlı ve mümkün olduğunca uzun bir yaşam için netlik, seçenekler ve umut. Önce netleştirelim: 4. evre tam olarak ne demek? Basitçe, “4.…
Yorum BırakFenomenolojinin Amacı Nedir? Toplumsal Gerçekliğin Görünmeyen Katmanlarına Yolculuk Bir araştırmacı olarak bazen kendimi kalabalık bir caddede yürürken insanları izlerken bulurum: aceleyle geçen biri, bir telefon konuşmasına dalan diğeri, vitrin karşısında kendi yansımasına bakan bir kadın, çocuk arabasını iten bir baba… Her biri ayrı bir hikâye, ayrı bir bilinç alanıdır. İşte fenomenoloji, bu sıradan görünen anların ardındaki yaşantıyı, bilincin o derin titreşimini anlamaya çalışan bir yaklaşımdır. Fenomenolojinin amacı, dünyayı olduğu gibi değil, yaşandığı gibi kavramaktır — bireyin bilincinde şekillenen toplumsal gerçekliği çözümlemektir. Felsefi temeli Edmund Husserl’e dayansa da fenomenoloji, sosyolojide bambaşka bir derinlik kazanır. Çünkü insan, yalnızca düşünen bir varlık değil;…
Yorum BırakÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Elma Sirkesi Üzerine Bir Yolculuk Bir eğitimci için en büyüleyici süreç, bilginin yalnızca zihinde değil, davranışta da dönüşüm yaratmasıdır. Öğrenmek, yalnızca bilgi edinmek değil; anlamak, sorgulamak ve yeniden biçimlendirmektir. Tıpkı doğanın dönüşüm döngüsünde olduğu gibi, elmanın sirkeye dönüşmesi de bir öğrenme metaforudur: sabırla, dikkatle ve doğru koşullarda gerçekleşir. Peki, bu dönüşümden esinlenerek, elma sirkesinin geleneksel kullanımını pedagojik bir bakışla nasıl yorumlayabiliriz? “Elma sirkesi göze nasıl uygulanır?” sorusu, aslında öğrenme ve dikkat kavramlarının kesiştiği bir noktada karşımıza çıkar. Bilginin Doğru Kullanımı: Öğrenme Teorileri Işığında Yaklaşım Davranışçı öğrenme kuramına göre bilgi, doğru uyarıcıya verilen doğru tepkidir. Ancak göz…
Yorum BırakBok Böceği Zararlı mı? Psikolojik Bir Bakışla Doğanın Sessiz İşçisini Anlamak Bir psikolog olarak, insan davranışlarını incelerken sık sık şu soruyla karşılaşırım: “Neden bazı şeylerden korkar, bazılarına hayran oluruz?” Bu merak, yalnızca insan ilişkileriyle sınırlı değildir; doğayla kurduğumuz duygusal bağları da içerir. Örneğin, küçücük bir böceği gördüğümüzde hissettiğimiz tiksinti, korku veya merak, aslında psikolojimizin derinlerinden gelen bilişsel ve duygusal kalıpların bir yansımasıdır. Bugün, bu duygusal refleksin merkezine bir canlıyı alıyoruz: bok böceği. Peki gerçekten, bok böceği zararlı mı? Yoksa zararlı sandığımız şey, sadece zihnimizdeki algı kalıplarının bir ürünü mü? — İlk İzlenim: Tiksintinin Psikolojisi Tiksinme, evrimsel olarak bizi koruyan bir…
Yorum BırakAğzının Tadını Kaçırmak Ne Demek? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Yolculuk Hayatı farklı açılardan okumayı seven biri olarak, bazı deyimlerin sadece kelimelerden ibaret olmadığını hep düşünmüşümdür. Onlar, toplumların duygularını, değerlerini ve yaşam felsefelerini taşıyan küçük ama derin anlamlı köprüler gibidir. “Ağzının tadını kaçırmak” da işte tam bu köprülerden biri. Bir lokmanın lezzetini, bir sohbetin sıcaklığını ya da bir anın huzurunu bozan ince bir sarsıntıyı anlatır. Ama bu deyimin ardında sadece bir his değil, kültürden kültüre değişen dünyalar saklıdır. Bir Lokmadan Fazlası: Deyimin Temel Anlamı “Ağzının tadını kaçırmak”, Türkçede genellikle bir keyfin, bir huzurun ya da bir mutluluğun bozulması anlamında kullanılır.…
Yorum BırakHayatta bazı kararlar vardır ki, sadece rakamlarla ölçülmez. Bir vinç satın almak da işte onlardan biridir. Çünkü mesele sadece tonaj, kaldırma kapasitesi ya da fiyat değildir; mesele hayallerini, emeğini ve geleceğini taşımaktır. Bugün sana tam da bunun hikâyesini anlatacağım… Bir Hayalin Yükünü Taşımak: 10 Tonluk Vincin Hikâyesi Ali ve Zeynep, uzun yıllardır küçük bir inşaat firması işletiyorlardı. Ali stratejik düşünen, çözüm odaklı bir müteahhitti. Onun dünyasında her şey planla, hesapla ve doğru yatırımla yürürdü. Zeynep ise işin insan tarafını hiç unutmayan, çalışanların ihtiyaçlarını gözeten, empatisi yüksek bir ortağıydı. Yıllardır kiralık vinçlerle işleri yürütüyorlardı, ama artık büyük projelere adım atmak istiyorlardı.…
Yorum Bırak