Tecilimi Nasıl Uzatabilirim? (Bence Biraz Daha Süre Verin!)
Hayatınızda bir dönem gelir, o dönem geçer. Ama o dönemin tek bir tekil sembolü vardır: askerlik tecili. O, içinde bir şekilde “erteleme”yi barındıran, zamanın ne kadar geçip gittiğini fark ettirmeyen bir bekleyiştir. Benim gibi 25 yaşında, İzmir’de yaşayan, arkadaşlar arasında sürekli espri yapan ama derinlerde fazlasıyla kafaya takan biriyseniz, askerlik tecilini uzatmanın yollarını aramak oldukça normal.
Ama tabii her şeyin bir sınırı var. Şimdi size, tecilimi nasıl uzatabilirim? sorusunun cevabını ararken kendimle dalga geçerek, biraz da gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşacağım. Hazır mısınız?
1. “Ben Bunu Hak Ettim!” Mitingi Yapın
Bazen sadece ağlamak yetmiyor, bazen biraz da dramatik olmak lazım. Askerlik tecilini uzatmanın en sağlam yolu, duygusal bir yaklaşım sergilemektir. “Ama ben daha çok gençim!”, “Kariyerim için çok önemli şeyler yapacağım!” gibi çok güçlü argümanlar devreye girer. İzmir’de bir kafede oturuyorum, kafamda binlerce düşünce dönerken (evet, bazen çok fazla düşünüyorum) birden yüksek sesle:
Ben: “Bu ülkenin gençlerine daha fazla fırsat verilmesi lazım! Benim gibi yaratıcı zihinler dünyayı değiştirecek!”
Bir an herkes bana bakar, ben de bir bardak çayı yudumlarım. Hızlıca bunun bir sohbet havasında başladığını ama az sonra ciddi bir tecil savunması yapabileceğimi fark ederim. Kendimi gösterdim, kimse beni askerlik yapmaya zorlayamaz!
Ama en son hatırladığımda, kimse dinlemiyordu ve ben yalnızca sosyal medya üzerinden böyle bir yazı yazmıştım.
2. Daha Az “Askerlik” Hakkında Konuşan Kişi, Daha Fazla Tecil
Bunu ilk kez arkadaşım Murat’la fark ettik. Aslında bu kadar erken fark etmeli miydik bilmiyorum, çünkü Murat ne zaman askerlikten bahsetse, bir şekilde ona “görev” verilirdi. Cuma akşamları hepimiz buluştuğumuzda, “Ya sen hiç askerlik hakkında konuşmuyor musun? Nasılsın, ne durumdasın?” diye sormaya başladık.
Murat: “Ne olacak, tecilim var zaten.”
Ben: “Haa, o zaman sana soralım… Yani hiç bahsetme, seni takmıyorum.”
Ama sonra fark ettim, ne kadar az askerlikten bahsedersem, o kadar “uzatma şansı” doğuyordu! Hiçbir yere gitmeyen bir işin içine sıkışan, bir yandan da tecilime odaklanmaya çalışan ben, gittikçe rahatladım.
3. İç Sesle Konuşma
Hadi itiraf edelim, herkesin içinde bir diyalog olur. Bazen o diyalog gerçeklikle sınırlı değildir, bu da normal. İç sesimle günümüzü geçirdiğimizi varsayalım, bu sefer de tecilimizi nasıl uzatabiliriz konusunda ciddi bir analiz yapacağız. Kendimi bu şekilde düşündüğümde, iç sesim beni şu şekilde yönlendiriyor:
İç Ses: “Şimdi, bir 20 sayfalık cv oluştur, iş başvurusuna başla. Ama gözlüklerini takarak yansımalara odaklan. Ne demek istediğimi anlamışsındır.”
Her şey bir bakıma, içeride bir “sürekli ertelenen” başka bir tartışma gibidir. Ama ciddi olalım, bu kadar uzatmaya ne gerek var? Bazen bir adım atmak gerekir!
4. Kendini Sürekli Olarak Meşgul Etmek: “Peki, Ya Ben Ne Yapacağım?”
Çevremde herkes askerlik için hazırken, ben sürekli bir bahane üretmeye çalışıyordum. 25 yaşında olmanın avantajı, tabii ki “Ben bir şeyler yapmak zorundayım”ı sürekli öne sürmektir.
Bir gün annemle otururken yine aynı durumu yaşadık. Annem:
Anne: “Oğlum, askerlikten bahsetmedik ki!”
Ben: “Aa, doğru ya! Ama ben şunu düşünüyorum, nereye başvuru yapıp projelerimi halledebilirim? İnanılmaz iş fırsatları doğuyor!”
Ve bir bakıyorum, annem bile şüpheye düşmüş. “Peki, ya ben ne yaparım?” diye düşünüyor. Söz konusu olan sadece askere gitmemek değil, aynı zamanda o hayalleri birleştirmek ve sürdürmektir.
5. Günümüzün En Güçlü Silahı: Bürokrasi
Ve işin en güçlü kısmı… Bürokrasi! Birçok kişi “Askerlik tecili uzatma” sürecini sadece form doldurmak olarak görse de, bir işin sonunda en büyük şey, bürokratik dairelerde kaybolmaktır. Bu konuda iki tür insan vardır:
1. Bürokrasi ile barış yapanlar
2. Bürokrasi ile savaşanlar
Ben, her zaman barışçıl bir yaklaşım benimsemişimdir. Bu yüzden bazen, “Sadece birkaç evrak daha gerekmiyor mu?” diye düşünerek telefonla sorgulama yaparım. Sonra da “Özür dilerim, 5 yıl uzatmamı istemiştim. Galiba başka bir yerden gelmesi gerekiyor. O kadar uzun bir bekleme süresi beklemem gerekirmiş.”
İşte böyle zamanlarda, tecilim uzar mı, uzamaz mı sorusu ortada kalır. Yavaşça ama emin adımlarla!
Sonuç Olarak: “Yavaşla, Belki Süre Uzayacaktır”
Sonuçta, tecilimi uzatmanın en iyi yolu, acele etmemek ve sadece hayatı sakin yaşamak. “Tecilimi nasıl uzatabilirim?” sorusunun cevabı, aslında basit: Zamanı kendi hızında yaşa ve bir şekilde bürokratik akışa güven.
Kim bilir, belki bir gün tecilimle ilgili tam olarak ne yapmam gerektiğini bilirim. Ama şimdilik, belki de düşünmek, en iyisi…